MURAT BİLGİÇ
YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Değerli paydaşlarımız,
İş Leasing’in 2019 yılı performansını ve sonuçlarını arz eden, Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak hazırlanmış Faaliyet Raporumuzu, Finansal Tablolarımızı ve Kâr Dağıtım Önerimizi değerlendirme ve onaylarınıza sunmadan önce, dünya ve ülke ekonomisi ile sektörümüzün görünümü ve İş Leasing’in piyasadaki konumu ile ilgili kısa bir değerlendirmeyi paylaşmak isterim.
2019 yılı, daralan sanayi üretimi hacimleri, artan korumacı ticaret politikaları, merkezi para otoritelerinin genişletici adımları, Brexit, küresel ve bölgesel politik sorunların önemli seviyede etkili olduğu bir yıl olarak tarihe geçmiştir.
ABD en uzun süreli büyüme dönemlerinden birini yaşarken, Euro Bölgesi’nde geçen yıla göre daha zayıf bir büyüme izlenmiştir. Yıl içerisinde İtalya, İspanya ve İngiltere’de siyasi belirsizliklerin oluşması ve Brexit süreci de bölgedeki büyüme eğilimine olumsuz yansımıştır. İvme kaybının sürdüğü Asya ekonomilerinde Japonya beklentilerin altında büyürken, Çin ekonomisinin büyüme performansı son 30 yılın en düşük seviyesindedir.
2019 yılında küresel risklerin ağırlığının artmasıyla birlikte, yıl boyunca sıkı para politikası uygulaması beklenen ABD Merkez Bankası (FED) başta olmak üzere neredeyse tüm merkez bankaları genişletici para politikalarına yönelmişlerdir. Bu sayede bollaşan likidite ile artan aşağı yönlü risklerin yarattığı olumsuz etki ve beklentilerin sınırlandırılması hedeflenmiştir.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) bir kaç kez aşağı yönlü revize ettiği 2019 yılına ait küresel büyüme tahmini %2,9 seviyesinde bulunmakta olup; bu rakam 2008‑2009 döneminden sonra gözlenen en düşük değeri işaret etmektedir.
Talep daralmasına paralel olarak küresel ticarette gerileme yaşanmış, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ), 2019 yılı toplam dış ticaret hacmi büyüme beklentisi son 10 yılın en düşük seviyesinde, %1,2 olarak açıklanmıştır.
IMF 2020 yılı için büyüme tahminini %3,3 olarak revize etmiştir. Büyüme hızlarındaki yavaşlama öngörüsü, İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksleri (PMI) gibi öncü verilerle de desteklenmektedir. 2019 yılının son çeyreğindeki veri akışları, ABD, Almanya, Japonya, Rusya, Güney Kore ve İngiltere gibi ana ekonomilerdeki aktivite daralmasını işaret etmektedir. Bu durgunlukta Çin’in büyüme sıkıntıları (IMF 2020 tahmini %5,8) ve yarattığı talebin düşmesi de büyük rol oynamaktadır.
Bu genel çerçeve içinde, küresel para otoritelerinin para politikası araçları seçenekleri (düşük hatta negatif faizler ve bol likidite) giderek daralmaktadır. Otoritelerin mevcut süreci zenginleştirilmiş maliye politikalarıyla desteklemesi ve ekonominin durgunluk sinyallerine karşın kamu harcamaları ile destek oluşturması beklenmektedir.
Türkiye ekonomisi, 2018 yılının ikinci, 2019 yılının ilk yarısı arasında, yüksek faiz ve enflasyon ile daralan talebin hakim olduğu dönemi; başarılı bir dengelenme süreci olarak yaşamıştır. Yıl boyunca kademeli bir iyileşme izlenirken, üç çeyrek boyunca negatif gelişen büyüme, 2019’un üçüncü çeyreğinde 0,9’luk değeriyle pozitif bir seyre başladığının sinyallerini vermiştir.
Yüksek enflasyonist ortamda artan fonlama maliyetlerinin, küresel konjonktürün de desteklediği dengelenme süreci çerçevesinde, 2018 başındaki seviyelere gerilediği görülmüştür. Bu iyileşme süreci içinde, yatırım iştahının yavaş bir şekilde canlanmaya başladığı ve ertelenmiş yatırım taleplerinin hayata geçirilmesi sürecinin hızlandığı izlenmektedir.
2019 yılında ihracatta rekor seviyelere ulaşılırken, daralan talebin de etkisiyle son 9 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşen cari açığın kademeli olarak iyileştiği görülmüştür.
Büyüme rakamlarının tekrar pozitife dönmesi ile birlikte yurt içi talebin yönü önem arz edecektir. Bu çerçevede, petrol fiyatlarının seyri de her dönem olduğu gibi cari açık seviyesi açısından yakından izlenecektir. Cari açığın finansmanı konusu ile büyümenin desteklenmesi adına yapılacak kamu borçlanmaları, Türk Lirası’nın değeri ve faizler üzerindeki neredeyse en önemli değişkenler olacaktır.
2020 yılında da finansal risklerin yakından takip ve kontrol edilerek görece temkinli davranılması gereken bir yıl olacağını düşünüyoruz.
2015‑2017 arasındaki 3 yılda yatay seyreden, sat-geri kirala işlemleri hariç tutulduğunda ise gerileyen sektör, zayıflayan talep ve yatırım ortamına paralel olarak 2019 yılını bir önceki yıla kıyasla %46,7’lik daralmayla tamamlamıştır.
İş Leasing, 2019 yılının özel piyasa koşullarında, kredi büyümesini seçici ve riske duyarlı bir yaklaşımla sürdürmüştür. Reel sektöre verdiği destekle Türkiye ekonomisine katkısını somutlaştıran Şirketimiz, KOBİ’lere sunduğu finansman olanaklarıyla leasing sektörünün önde gelen hizmet sağlayıcıları arasında yer almaya devam etmiştir.
2020 yılı için ülkemizde beklenen büyüme hızına paralel olarak, ertelenen yatırımların da gündeme alınmasıyla leasing sektörü yeni işlem hacminin kademeli olarak artış eğilimi kazanmasını bekliyoruz.
Önümüzdeki dönemde daha güçlü ekonomik ve sektörel ortamda, daha yüksek performansları icra edeceğimize olan inancımı koruyarak; destek ve katkılarıyla yanımızda olan tüm paydaşlarımıza şahsım ve Yönetim Kurulu adına teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Murat Bilgiç
Yönetim Kurulu Başkanı